Son Dakika..
Yükleniyor...
30 Nisan 2014 Çarşamba

Hasan Tomuk: 'Şiir bir başkaldırmadır'

Hasan Tomuk, radyo programcılığına yıllarını vermiş, sesini çok iyi kullanan ve dinleyiciyi ile nasıl konuşmasını bilen başarılı bir isim.

Radyo programcılığına genç yaşlarda başlamış ve uzun süredir dinleyicilerine kendi şiirlerini kendi sesiyle aktaran, yaptığı işin her evresinden keyif almayı bilen başarılı radyocu Hasan Tomuk'a misafir olduk bu röportajımızda. Aynı zamanda bir diksiyon eğitmeni de olan Tomuk sesini çok iyi kullanan ve dinleyiciyi ile nasıl konuşmasını, nerelere vurgu yapmasını çok iyi bilen bir radyocu. Bizim de kendi sesinden şiirler dinleme fırsatı bulduğumuz başarılı radyocu şiirin bir başkaldırma olduğunu vurguluyor ve röportajımızda böylece başlamış oluyor.

-Radyo programcılığına nasıl başladınız?

16-17 yaşlarındaydım o zamanlar Çorum'da yaşıyorduk. Radyo programlarını takip ederdim. Yayın yapanların ses tonuna ve düzgün Türkçeleri beni çok etkilerdi. O zamanlar kasetler yoğun olduğu için kendi sesimi çeker dinlerdim. Bununla ilgili bir anımı paylaşmak isterim. Bir gün ben yine kasete şiir okudum. Kaseti dinlerken annem girdi odaya 'Oğlum radyonun sesini kısar mısın? 'dedi. Bende tebessümle 'Anne o benim sesim' dedim. Annem haliyle şaşkına döndü. Böyle bir yeteneğim olduğu farkına varıldı. Ellerinden geldiğince destek oldular. Daha sonra memleketimin yerel radyolarında çalışmaya başladım. Sabah haberleri, kültür sanat ve şiir programları sundum. O sırada Konya Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde eğitime başladım. Orada da program yapmaya başladım. Şiir istek programları yine kültür sanat ağırlıklı programlardı. Bölümüm İletişim olduğu için haliyle diksiyon dersleri aldım. İstanbul'a geldim ve diksiyon üzerine birçok yerde eğitim veriyorum.

-Üniversite eğitiminize başlarken aynı zamanda da radyo programı sundunuz. Aileniz oğlum bırak işi önce eğitimini al dediği oldu mu?

Bu soruyu şöyle bir anımla cevaplayayım. Annem oğlum sen radyoya gidiyorsun. O kadar çalışıyorsun neden sana para vermiyorlar? Demişti. Ben sabrettim bekledim ve ısrarla devam ettim. Çorum gibi yerel yerlerde çeşitlilik olmuyor. Ancak ben bana kattıklarını düşünerek daha istekli oldum. Çok şükür şuan da ekmeğimi buradan kazanacak hale geldim. Bunu elbette o zaman tahmin edemezdim.

-Radyoculukta en önemli etken ses midir?

Her şey sestir diyemeyiz. Çünkü bunun örnekleri çok var. Muhabbet esnasında arkadaşlar işte bunu sesi güzel bunun sesi kalın bundan radyocu olur diye fakat her şey bu demek değildir. Sesi, öncelikle güzel kullanabilmek önemli. Doğaçlamanız yok ise asla radyocu olamazsınız. Bilgi birikim ve doğaçlama. İnsanlarla iyi bir iletişimi olmalı. Radyoculuk bana göre Televizyondan daha samimi ve özellikle şiir programları daha çok duygulara hitap ediyor. Hoşa giderse güzel dostluklar kuruluyor. Aileden biri gibi oluyorsunuz.

-Yayın esnasında sizi arayan dinleyicilerinizle konuştuğunuzda zorlandığınız oluyor mu?

Aslında birçok samimi tepkiler geliyor. Örneğin 'Ben evleneceğim ama ne yapmalıyım?'diyenler oluyor. Telefon açıyor ve istek istiyor. Kendini kötü hissedenler kendini anlayacak birini aramaya başlıyorlar. O an sesinizin samimiyetinden etkilenerek ilginç anlara tanık oluyorsunuz. Arıyor adamın biri intihar edicem yardım et diyor. O an düşünemiyorsunuz kimdir ne değildir kapatmakla kapatmamak arasında kalıyorsunuz. Bunu birkaç kez yaşadım. Bir taraftan vicdanınız ve bir taraftan radyoculuğunuz kalıyorsun ortada ikna ediyorsunuz.

-Radyo programlarınızda en çok neye dikkat ediyorsunuz?

En çok doğal olmaya doğal olmaya dikkat ediyorum. Zaten normal hayatta düzgün telaffuz kullanmıyorsam, radyoda da kullanamam tam bu noktada tersi olursa samimiyetsizlik oluyor. Ben nasılsam Türkçeyi nasıl kullanıyorsam hayata nasıl bakıyorsam bu en doğal haliyle dinleyicilere etkilemem gerekiyor.

-Şiirin sizin hayatınızda ayrı bir yeri olduğunu biliyoruz. Şiire olan yönünüzden bahsedercisiniz?

Şiiri hep sevdim. Toplumda şöyle bir yanlış algı var hep karşılıklı olan sevgiler için yazılı bazı şeyler. Oysa sevginin aşkın birçok çeşidi var. Sadece karşı cinslerin birbirine duygusal yaklaşımı değildir. Şiir bir kitabın ifade etmediği şeyleri iki mısrada anlatır. Bu yüzden şiirin benim yerimde ayrı yeri var. Şiir başkaldırmadır.

-Örnek aldığınız ve beğenerek dinlediğiniz radyocular var mı?

İbrahim Sadri'yi çok beğenerek dinliyordum. Zaten o zamanlar başkada kimse çıkmıyordu. Özellikle TRT'nin benim için ayrı bir yeri var. Yayınları kısa öz ve samimi şekilde ifade diyor.

-Türkiye'de radyo programcılığına gereken önem verildiğini düşünüyor musunuz?

Radyonun reklam gelirleri düştü ve kurumların karları azaldı. İyi bir programcı istiyorsanız iyi bir ücret vermeniz gerekiyor. Kimseye 'Allah rızası için gel çalış' diyemezsiniz. Radyocunun da emeği önemli çünkü radyocu kendi hayatına buradan devam ediyor ve buradan para kazanıyor. Burada önemli etkenlerde dinleyiciler, onlar olmasa bir anlam kalmıyor.

-Aynı zamanda iletişim ve diksiyon eğitimi veriyorsunuz. Kendini bu yönde geliştirmek isteyenlere neler önerirsiniz?

Öncelikle şöyle bir sözü vardır büyük bir âlimin 'Bilmediklerimi ayağımın altına koysam başım göğe ererdi' sözünün benim için ayrı bir yeri var. Bilmiyorum demek önemlidir. Bazı derslerime radyo programcıları ve diksiyonu düzgün dediğim kişiler de geliyor. Onlara 'Sıkılabilirsin dersimden' diyorum. Onlarda 'Hayır mutlaka eksiğim vardır' diyorlar. Eksiğinizi mutlaka kabullenmeniz gerekir. Öğrenci iyi bir şey görüyorsa örnek alır. Hocalara büyük görev düşüyor. Birçok notlar var elbette bunlardan da takip edebilirsiniz ama önemli etkenlerden biri öğreten kişidir. Günümüzde iş için daha çok ön planda olsa da iletişim toplumda büyük kurtarıcıdır. İletişim kurmak bir yana iletişimi etkili kurmaktır amacımız. Büyük küçük demeden herkesin alması gereken derstir.

-Şiir albümünüzden bahseder misiniz?

Bildiğiniz gibi şiir yorumlarını daha öncede yapıyordum.Sözün Kırgın Kanatları adlı şiir albümü çıkardık. Ben bunu şiir kitabı olarak çıkartırsam sanki bir şeyler eksik kalacaktı. İnsanların beni seslendirdiğim şiirlerden tanımasını istedim. Kitapta okuduğu şiiri birde seslendirilmiş olarak görmesi okuyucular açısından iyi olacağını düşündüm.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Mevlana'nın; Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya …Kalp durur …Akıl unutur …Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur … sözleriyle bitirmek isterim.

ŞİFA KAYMAK

İSTANBUL


Kaynak IHA : Hasan Tomuk: 'Şiir bir başkaldırmadır'
Alıntı: Hasan Tomuk: 'Şiir bir başkaldırmadır'

Bursa Güvenlik Sistemleri

0 yorum:

Yorum Gönder

Quick Message
Press Esc to close
Copyright © 2013 Bursa Güncel Haber Merkezi All Right Reserved