Bursa Güncel Haber Merkezi

Kadir Topbaş, "Eyüplü vatandaşlarımız metroya kolaylıkla ulaşsın diye Bayrampaşa Metro İstasyonu'ndan Eyüp Meydanı'na yüzeysel bir finiküler yapacağız" dedi.

Eyüp'te vatandaşlarla buluşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Eyüplü vatandaşlarımız metroya kolaylıkla ulaşsın diye Bayrampaşa Metro İstasyonu'ndan Eyüp Meydanı'na yüzeysel bir finiküler yapacağız" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, seçim gezilerini Eyüp'te sürdürdü. AK Parti Eyüp Başkan Adayı Remzi Aydın ile birlikte Eyüp'ün Göktürk, Kemarburgaz, Alibeyköy, Küçükköy ve Silahtarağa gibi mahallelerinde vatandaşları selamlayan Başkan Topbaş, daha sonra Eyüp Meydanı'ndaki coşkulu kalabalığa seslendi.

Konuşması sık sık 'İstanbul seninle gurur duyuyor' sloganlarıyla kesilen Başkan Kadir Topbaş, Eba Eyyüb El Ensari Hazretleri'nin manevi huzurunda Eyüplülerle birlikte olmaktan ve İstanbul'a hizmet etmekten büyük gurur duyduğunu belirterek, "Dönemimizde dünyanın hayranlığını kazanacak hizmetler yapmamıza fırsat verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Son 50 yılda yaşananların ardından 10 yılda yaptıklarımız destan olarak kabul ediliyor" dedi.

Bayrampaşa Metro İstasyonu'ndan Eyüp Meydanı'na yüzeysel bir finiküler yapmayı planladıklarını vurgulayan Başkan Topbaş, "Eyüplü vatandaşlarımız metroya kolaylıkla ulaşsın diye Bayrampaşa Metro İstasyonu'ndan Eyüp Meydanı'na yüzeysel bir finiküler yapacağız. Birileri uzmanları topluyor proje üretmeye çalışıyor. Proje bizim işimiz, bizim işimiz mesleğimiz bu. Hizmet etme akımız var. İnsanlarımızı daha nasıl memnun edebiliriz diye düşünüyoruz. Eyüp Sultan'a gelecekler finikülerle bu metroya direk ulaşacaklar" diye konuştu.

Eyüp Cami projesini bitirmek üzere olduklarını hatırlatan Kadir Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada Eyüp'e yakışır bir meydan ortaya çıkacak inşallah. Eyüp Sultan Hazretleri'nin türbesini onarmak 4. Murat'tan sonra 300 yıl sonra bize nasip oldu. İğneyle kuyu kazar gibi özenle tertemiz hale getiriyoruz. Oradaki abdest kuyusu ile kanallarını ve padişahların cülus yolunu da yeniliyoruz. Eyüp Sultan Ebu Eyyüb El Ensari Hazretleri'ne yakışır hale geliyor inşallah. Bu hizmet bize düştü, kendimizi şanslı olarak görüyoruz."

"Yine hamd ediyorum ki Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin kendi has akçesinden ibadete açmak için satın aldığı Küçük Ayasofya ile Zeyrek Cami'ni restore ederek ibadete açmak bize nasıp oldu" diyen Topbaş, "Bize destek verirseniz bu projeler daha başlangıç. Yaptığımız işler yapacaklarımızın teminatı. Biz hizmet etmeye doymuyoruz, İstanbul da hizmete doymuyor. Yaptıklarımıza başkalarının hayalleri bile yetişemez" şeklinde konuştu.

UCLG Başkanı olarak dünyadaki tüm belediyelerin nüfus yoğunluğu problemi yaşadığını yakından bildiğine dikkat çeken Kadir Topbaş, "İstanbul 60 milyar yatımla bir gülistan oldu. Altyapıdan ulaşıma, çevrede sağlığa kadar her alanda güzel hizmetlerle buluştu. Eserlerimiz ortada, İstanbul bizi biliyor, biz de İstanbul'u. Başta ulaşım olmak üzere yaptığımız çalışmalar şehrin çehresini değiştirdi. İstanbul'un altını demir ağlarla örüyoruz. Şehrin her tarafını metro ağlarıyla örüyoruz. Biliniyor ki bu ekip metro sözü verirse mutlaka yapar. O nedenle her gittiğimiz yerde metro sözü almak istiyorlar. Çünkü biz ne söylediysek, sözümüzün arkasında durduk ve İstanbul'u dünyanın örnek aldığı bir şehre dönüştürdük. Haliç'te yaptığımız çevre yatırımlarıyla Eyüp bugün bir sahil ilçesi haline dönüştü. 5 kilometre öteden dev tünelle İstanbul Boğazı'nın suyunu getirdik, şimdi Haliç'te hayat var, 42 çeşit balık var" dedi.

HALİÇ'E OSMANLI PROJESİ

"Haliç bir kültür ve sanat havzası haline geldi" diyen Topbaş, "Burada teknecilik yapanlara elektrikli kanca burun tekneyi ücretsiz vereceğiz. Gondol gibi bizim kültürümüzden bir parça olarak burada hizmet verecekler. Bir proje adamı olarak her gittiğimiz yerde daha neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Daha geçen gün Alibeyköy'den geçecek ve 2017 sonunda bitecek 17,5 kilometrelik metronun temelini attık. 840 milyon liralık yatırımı borçlanmadan kendi bütçemizden yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Mersin Kuaförler ve Berberler Odası tarafından, 'dünya barışına katkı' temasıyla düzenlenen 'Dünya Kuaförleri Mersin'de Buluşuyor' etkinliği sona erdi.

Gala gecesi ile sona eren etkinlikte, 4 gün boyunca yapılan eğitimlerden elde edilen makyaj ve saç tasarım modelleri katılımcılardan tam not aldı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Sergi ve Kongre Sarayı'nda gerçekleşen galaya, Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Talat Dinçer, oda başkanları, eğitmenler, kursiyerler ve kuaförler katıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Saç ve Güzellik Hizmetleri Bölümü'nün destek verdiği etkinliğe, aralarında Corci, Hamit Rıza Mirahor, Anna Generol Teron ve Harun Cici'nin de yer aldığı yaklaşık 20 makyaj ve saç uzmanı katıldı. 4 gün boyunca süren eğitimlerde, makyaj, topuz, kesim, renklendirme gibi eğitimler verildi. Ayrıca akademisyenler tarafından işletme ve hijyen eğitimi de verildi.

"DÜNYA BARIŞI İÇİN DÜNYAYA MESAJ VERMEYE ÇALIŞTIK"
Etkinlik ile ilgili açıklama yapan Mersin Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü Öğretim Görevlisi Rıfat Aytar, etkinlikle dünya barışı için dünyaya mesaj vermeye çalıştıklarını ifade ederek, "Sanatkarlar, esnaflar, genç akademisyenler ve dünyanın her tarafından katılımcılarla bu mesajı vermeye çalıştık. 4 gün boyunca eğitimlerin yanında sanatsal şovlar, gösteriler aynı zamanda uluslararası yarışmalar ve sanatsal diğer konserler yapıldı. Çok zevkli bir şekilde mesajlarımızı verdiğimizi düşünüyorum. Bugün galada da bu eğitim konseptinin bir bütün içerisinde hem esnaflarımıza hem Mersin halkımıza ve bütün dünyaya neler yapabileceğimizi, güven unsurumuz olan bu gençlere şans verildiğinde neleri başarabileceklerini görmüş olduk" dedi.
Mersin Kuaförler ve Berberler Odası Başkanı Doğan Gündüz ise bu etkinliğin bir eğitim projesi olduğunu belirterek,

"Bu projeyi aynı zamanda uluslararası düzenlememizde ki sebeplerden bir tanesi 'barış' adına yapılmış olmasıydı. Projemiz 4 günlük bir eğitim projesiydi. Bu proje çok mükemmel geçti. Uluslararası ve ülkemizin çeşitli illerinden katılımlarla 4 gün üst üste sabah 08.00'de başlayıp gece saat 23.00'e kadar eğitim verildi. Bugün bitti ama inşallah 2015 yılında yine Mersin'de uluslararası daha geniş kapsamlı barışın ve dostluğun bir arada olduğu, kültürlerin kaynaştığı bir ortamda Mersin Berberler ve Kuaförler Odası olarak alt yapılı daha düzgün bir program yaparız" diye konuştu.

4 gün boyunca yapılan eğitimlerden de bahseden Gündüz, "Her hocamızın ayrı bir yeteneği vardı. Makyaj, topuzlar, kesim, renklendirme, türban gibi eğitimler yapıldı. Aynı zamanda akademik anlamda işletme ve hijyen eğitimi verildi. Bu eğitimimizde aşağı yukarı 8 saatlik bir eğitimdi. Bize göre mükemmel geçti. Programa katılım çok iyiydi. Zaman zaman daha iyi olacağını düşünüyorum. Bu etkinliklerin tüm Türkiye'de yapılması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

ATATÜRK'ÜN İMZASINI KAZIDI
Konuşmaların ardından eğitmenlere plaket verilirken, katılımcılara da sertifikaları verildi. Galada, 4 gün boyunca yapılan eğitimlerden elde edilen makyaj ve saç tasarım modelleri katılımcılardan tam not aldı. Özellikle dünya saç tasarımı şampiyonu berber Ercan Buyruk'un, 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' sözü ile Atatürk'ün imzasını ve ağzında zeytin dalı taşıyan barış güvercini motifini iki kişinin kafasına kazıması büyük beğeni topladı.

KORAY ÜNLÜ

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Basın Yayın Müdürlüğünde görev yapan, Hamza Aktaş'ın 'Erciyes'te Düşenler' adlı fotoğraf sergisi, Kayseri Forum'da açılıyor.

Hamza Aktaş'ın 2008 ile 2014 yılları arasında çekmiş olduğu fotoğraflardan oluşan, "Erciyes'te Düşenler" adlı fotoğraf sergisi, bugün (21 Şubat Cuma) saat 19.00'da açılacak.
Özellikle, kayak ve snowboard sporlarına yeni başlayan ve heveslenip denemek isteyen kişilerin istem dişi düşüşleri fotoğraflandı. Erciyes'in en büyük eğlencesi olan kızak yine en çok düşenlerin olduğu fotoğraf karelerini oluşturdu. Sergideki fotoğraflar, 2008-2014 kayak sezonları arasında çekilen 15.250 fotoğraftan seçildi. Erciyes Kış Turizm Merkezine farklı bir gözle bakan Hamza Aktaş'ın "Erciyes'te Düşenler" Sergisi'nde 110 adet fotoğraf bulunuyor.

Mardin'in Nusaybin ilçesinde 40 gün önce ölen babalarının mezarından ses geldiğini iddia eden ailesi mezarı açtı.

Edinilen bilgilere göre, 40 gün önce Adana'da kanserden ölen Hamit Kart'ın çocukları babalarını mezarını ziyaret ettiler. Çocuklar mezardan ses geldiğini öne sürerek akrabalarına haber verdiler. Kart'ın mezarını açan akrabaları ve ailesi cenazeyi gördükten sonra mezarı kapattı.
Kart'ın akrabası Şemdin Kurulmaz, Kart'ın çocuklarının her gece babaların rüyalarına gördüklerini ve beni buradan çıkartın dediğini belirtti. Kurulmaz, "Ailesi ile birlikte mezarı açtık ve cenazeyi görünce mezarı tekrar kapattık" dedi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen Dış Güvenlik Toplantısı sona erdi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda gerçekleştirilen Dış Güvenlik Toplantısı sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirile toplantı yaklaşık 2 saat 45 dakika sürdü.

Toplantıya; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Başbakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan katıldı.

Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde elini sinek ısıran bir kişi, 112'yi arayarak yabani bir hayvan tarafından saldırıya uğradığını söyledi.

Edinilen bilgiye göre, Gölbaşı ilçesine bağlı Yeşilova Köyünde ikamet eden Bekir Vaktiyok (37), akşam saatlerinde bahçede gezerken, ağacın dalına elini uzattığı sırada elini sinek ısırdı. Şahıs, sineğin ısırmasının ardından 112 sağlık ekiplerini arayarak yabani bir hayvan tarafından saldırıya uğrayarak yaralandığını belirterek yardım istedi. Olay yerine giden 112 sağlık ekipleri, kendisinin yabani hayvan tarafından saldırıya uğradığını söyleyen şahsın elini sadece sinek ısırdığını anladı. Şahıs daha sonra ambulansla Gölbaşı Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Anayasa Mahkemesi tarafından tahliye kararı verilen Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu, Silivri Cezaevi'nden çıktı.

Ergenekon davası kapsamında 5 yıldır tutuklu bulunan ve tahliyesine karar verilen İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu cezaevinden tahliye edildi. Hilmioğlu, "Ne ortada Ergenekon terör örgütü diye bir örgüt vardır ne de darbe teşebbüsü diye bir teşebbüs vardır" dedi.

Silivri Cezaevi'ndeki işlemlerinin ardından tahliye edilen Fatih Hilmioğlu, cezaevi kapısında yakınları ve sevenleri tarafından karşılandı. Burada gazetecilere bir açıklamada bulunan Hilmioğlu, "Ergenekon isimli bu davada 5 yıldır tutukluyum. Bugün tahliye Anayasa Mahkemesi tarafından yapıldı. Bu tahliyeme karar veren Anayasa Mahkemesinin Sayın Başkanına ve üyelerine teşekkür ediyorum. Eğer bu tahliyem uzun tutukluluk nedeniyle gerçekleşmişse ki ben 5 yıla yakındır cezaevindeyim söylemek istediğim şu; benden daha uzun süredir cezaevinde bulunanlar var. Yok eğer bu tahliye hastalık nedeniyle gerçekleşmişse hekim olarak söylemek isterim ki benden daha ağır hastalar var. Umarım onlar içinde en kısa zamanda bir çözüm yolu olur ve onlarda tahliyelerine ulaşırlar" dedi.

Davanın yaklaşık 7 yıldır sürdüğüne dikkat çeken Hilmioğlu, "Aşağı yukarı 7 yıla yakın bir süredir devam eden bir dava bu. Bu davanın ilk başkanı beyanat verdi biliyorsunuz. Ve verdiği beyanatta 'bugün olsaydı ben bu iddianameyi kabul etmezdim' dedi. Ve böyle bir Ergenekon denen terör örgütünün olmadığını söyledi. Keza bu davada yargılanan insanlar ve sanıkların müdafileri 6-7 yıldır sürekli olarak bu davanın bir tertip olduğunu, bu davanın bir kumpas olduğunu ve ortada bir örgüt ve darbe teşebbüsü olmadığını defalarca söylediler. Fakat inanan olmadı. Nihayet Sayın Başbakan tarafından ve diğer hükümet üyeleri tarafından bu davanın kumpas olduğunu, devlet içerisinde yuvalanmış bir paralel devlet veya devlet içerisinde yapılanmış bir çete tarafından yapıldığını ve yüzlerce insanın cezaevlerinde bulunduğunu ifade ettiler. Ve defalarca ifade ettiler. Esas itibariyle bu ifadelerden sonra bu davalar düşmüştür" diye konuştu.

"Ortada bir örgüt varsa bunun başı kimdir" diye soran Hilmioğlu, "Ne ortada Ergenekon terör örgütü diye bir örgüt vardır ne de darbe teşebbüsü diye bir teşebbüs vardır. Bütün Türk milletine sormak isterim; eğer ortada Ergenekon denen bir terör örgütü varsa bu örgütün başı kimdir? Başı yok. Mahkemede de söyleyemiyor, çünkü örgüt yok. En basit Kanarya Sevenler Derneği'nin bile bir başı varken böyle bir örgütün başı olmaması nasıl izah edilebilir. Çünkü örgüt yok. Ama yargılanan sanıklara baktığınız zaman ve bu davanın da bir askeri darbeye teşebbüs davası olduğu düşünüldüğünde bu davadaki en üst düzey askeri şahıs Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ. Yani şu mu oluyor o zaman, şu soruyu sormak lazım; Yani Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ 700 bin kişilik silahlı ordusunu bırakmışta 280 kişiden oluşan ve çoğu da sivillerden oluşan bir örgüt mü kurmuştur darbe yapmak için. Bunun akıl ve mantıkla izahı yoktur. Benim bugün için söyleyeceklerim bu kadar" dedi.

Sağlık durumu sorulan Hilmioğlu, "Karaciğer rahatsızlığım var. Tabi bu ağır stres koşullarında da ilerledi. Tedavim dışarıda devam edecek" diye yanıtladı.
Bir gazetecinin 'İlk çıktığınızda ne hissettiniz' sorusuna ise Hilmioğlu, "Hiç iyi bir şey hissedemedim. Sevinemedim çünkü içerideki bütün insanlar suçsuz. Sadece tabi Danıştay failleri ve Cumhuriyet Gazetesine bomba atanlar hariç onun dışında burada yargılanan bütün insanlar suçsuz. Bunu bütün içtenliğimle söylüyorum" şeklinde yanıtladı.
Hilmioğlu, daha sonra kendisini karşılamaya gelenlerle birlikte Ankara'ya gitmek üzere buradan ayrıldı.

Hakkari'de askerlik görevini yaparken silahla yaralanan Fatih Ermiş, Borçlar Kanunu'nda yapılan değişiklik ile 450 bin TL tazminat almaya hak kazandı.

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde askerlik görevini yaparken kaza sonucu silahla yaralanan Afyonkarahisarlı Er Fatih Ermiş, Borçlar Kanunu'nda yapılan değişiklik ile açtığı dava sonrası yaklaşık 450 bin TL tazminat almaya hak kazandı.

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyen dernek avukatı Halil Öztürk, dava ve Ermiş'in almaya hak kazandığı tazminatla ilgili açıklamalarda bulundu. Öztürk, Ermiş'in 10 Kasım 2009 tarihinde kaza ile yaralandıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı'na maddi ve manevi tazminat başvurusunda bulunulduğunu ancak bunun reddedildiğini söyleyerek, "Bunun üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurduk. 2010 yılında iki tane dava açtık. Davalar 6 Kasım 2013'te karara bağlandı. Buna göre Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Fatih Ermiş'e 423 bin TL maddi, 25 bin TL manevi olmak üzere 448 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. Gazimiz tazminatını en geç 24 Şubat Pazartesi günü alacak. Ayrıca Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin gazimizle ilgili verdiği kararın temyizi de yoktur" dedi.

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şubesi Başkanı İsmail Kumartaşlı ise, gazi Ermiş'in davayı Borçlar Kanunu'nda yapılan değişiklik sonrası açtığını ve askeri mahkemenin kendisini haklı görerek tazminat ödenmesine hükmettiğini söyledi.
Kumartaşlı, ayrıca bu davanın Türkiye'de er rütbesinde bir kişinin kaza sonrası tazminat alması yönünde bir emsal teşkil ettiğini de dile getirdi.

GÖKTEN CEYLAN

Bandırma-İzmir arasında sefer yapacak dizel tren seti Balıkesir'de düzenlenen törenle hizmete girdi.

Türkiye'de ilk yerli üretim olan "Anadolu" mototren seti; Vali Ahmet Turhan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Edip Uğur ve Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu'nun katıldığı törenle seferlere başladı.

Bugünün Balıkesir, Bandırma ve İzmir için tarihi günlerden biri olduğunu söyleyen TCDD İzmir Bölge Müdürü Selim Koçbay, Anadolu dizel tren seti hakkında teknik bilgi vererek, "TCDD 157 yıllık tarihinde pek çok proje ve ilke imza atmıştır. Bu setler sayesinde lokomotif, vagon ve jeneratör tek sette toplanıyor. Yüksek hızlı trenlerle 20. yüzyılı yakalarken mevcut eski hatlarımızı da yenileştirip modernleştiriyoruz. 200 dönümlük sahada Balıkesir Gökköy Lojistik Köyü inşaat çalışmamız devam ediyor. Bölge sanayisi dünya ile rekabette büyük avantajlara kavuşacak. Hizmete alınan bu tren setlerinin tanesi 17 milyon liraya mal oldu. Projenin toplam maliyeti 350 milyon lira. Bu proje ile İzmir'den Bandırma'ya, Bandırma'dan İzmir'e iki liman birbirine bağlanmış olacak" dedi.

Selim Koçbay, bu hizmeti iyi bir ekip çalışmasıyla gerçekleştirdiklerini belirtirken Anadolu mototren hattının İzmir ve Bandırma arasındaki tüm istasyonlara hayırlı olmasını diledi.

UĞUR: "ÜLKEMİZ BÖLÜNMÜŞ DEMİR YOLLARI İLE DE KALKINACAK"

Törende konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Edip Uğur, ülkenin tıpkı karayollarında bölünmüş yollarda olduğu gibi bölünmüş demir yollarıyla da kalkınacağını belirterek, yerli üretim ile iftihar ettiklerini söyledi. Uğur, "Biz bu yerli üretimlerle iftihar ediyoruz. Daha önce dışarıdan ithal ettiğimiz tren setlerini artık ülkemizde üretebiliyoruz. Yalnız trenlerimiz değil, Türkiye artık Göktürk uydusunu bile yerli üretim yapabiliyor. Bunun projeleri ve yazılımlarının hepsini bizim Türk mühendislerimiz hazırlıyor, bu da bizim ülke olarak, millet olarak gururumuz, iftiharımız. Balıkesir; lojistik köyüyle, gelecek hızlı trenleriyle, elektrikli, sinyalizasyonlu, telekomünikasyonlu trenleriyle demir yollarının da kavşağında bir il oluyor karayollarında olduğu gibi. Lojistik köy Balıkesir'e ayrı önem ve değer katıyor. Manisa, Afyon ve İzmir'den Avrupa'ya ihraç edilecek olan bütün ürünler Balıkesir üzerinden Bandırma, Bandırma'dan Tekirdağ ve Avrupa'ya en kısa yoldan en ucuz maliyetle ulaşabilecek. Hızlı trenlerimiz; Eskişehir Ankara, Eskişehir Konya, Eskişehir Sivas ve daha sonra burada bizim temel attığımız İzmir-Ankara hattı çalışmaları devam ediyor. İnşallah Balıkesirimizden de hızlı tren kısa süre içinde geçecek. Aynı bölünmüş yollar gibi bölünmüş demir yolları ile de ülkemiz kalkınacak, büyüyecek. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Başbakanımıza, Ulaştırma Bakanlarımıza ve hemşehrimiz TCDD İzmir Bölge Müdürüne, tüm Devlet Demiryolları çalışanlarına teşekkür ediyoruz" dedi.

VALİ TURHAN: "YILLARCA HIZLI TRENLERE GIPTA İLE BAKTIK, ŞİMDİ DÜNYADA 8.'YİZ"

Balıkesir Valisi Ahmet Turhan da böyle bir hizmete kavuşmaktan çok mutlu olduklarını ifade etti. Dış ülkelerde yıllarca gıpta ile bakılan hızlı trenlerde Türkiye'nin şimdi dünyada 8. ülke olduğunu kaydeden Vali Turhan, ulaşım imkanlarının kıt olduğu yerde ne gelişme ne kalkınma olacağını vurguladı. Turhan, "Heyecanlı ve gururluyuz. Bir yerde ulaşım imkanları kıt ise o yerde gelişme, kalkınma olmaz. Yıllarca gittiğimiz ülkelerde hep hızlı trenlere gıpta ile baktık. Allah'a şükür artık dünyada hızlı tren açısından 8. durumdayız. Ülkemizin büyük şehirlerinde hızlı tren oluyor. Balıkesir de bundan yakın zamanda nasibini alacak. Gururumuz, onurumuz olan yerli yapım trenler hizmete açılacak. Balıkesir-İzmir-Bandırma demir yolu hattı çok önemli, yabancı sermaye geliyorsa bunun önemi daha büyük. Bu hat yatırımcıyı iki büyük limana bağlayan demir yoludur. Ben emeği geçen Devlet Demiryolları yetkililerine, sayın vekillerimize, Bakanlarımıza, Binali Bakanımıza ve tüm bunların talimatını veren ve liderliğini yapan Sayın Başbakanımıza gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah bu yollarla beraber, demir yolları ile beraber önümüzdeki süreçte Balıkesir çok daha kalkınmış, çok daha müreffeh bir olacak. Balıkesirimiz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum" diye konuştu.

Protokol üyeleri, konuşmaların ardından Anadolu tren setini inceledi. Bu sırada kapısı kapanan trenin dışında kalan vali ve milletvekilleri ile beraberindekiler, trene binmek için bir süre beklemek zorunda kaldı.

Bu arada İzmir'den gelen Anadolu dizel tren setinin Balıkesir istasyonundaki molasında makinist koltuğuna Vali Ahmet Turhan ve Milletvekili Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Edip Uğur birlikte geçti. Protokol üyeleri, gazetecilerin görüntü ve fotoğraf almasının ardından hareket ettirilen trenin makinist kabinine Yeniköy istasyonuna kadar yolculuk etti.

TRENİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

İlk yerli üretim dizel tren olan Anadolu treni, yakın şehirler arasında hızlı, rahat ve konforlu ulaşım imkanı sağlamaya yönelik üretildi. TÜVASAŞ'da üretilen ilk dizel set, 19 Nisan 2011 tarihinde eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından ilk defa raya indirildi. Tren, kapıları kapanmadan hareket etmiyor, saatte 140 kilometre hıza ulaşıyor. Maliyeti 17 milyon TL. Toplam motor kapasitesi 3 bin motor. Trenin varacağı istasyonla ilgili sesli görsel ileti gönderimi, yolculara makinist anons yapabiliyor, müzik yayın sistemi ile makinist devreden çıktığı takdirde treni otomatik olarak durduran 'totman' sistemi mevcut. Ayrıca ATS sistemi var. İçerisinde belli noktaları gören 16 kamera ile trenin içi izlenebiliyor. Kapalı devre televizyon sistemi mevcut (CCTV). Kapılarda sıkışma önleyici sistem var. Kızaklama önleme sistemi ve acil fren sistemlerine sahip. Koltuklar 2+2 şeklinde düzenlenmiş, ayarlanabilen sırt dayama minderlerine sahip. Zemine paralel şekilde uçak tipi tabletler, iki kademeli ayak dayama pedalları mevcut. Her bir araçta 2 salon ve makinist kabini için toplam 3 adet iklimlendirme ünitesi mevcut. Isıtma ve aydınlatma tam otomatik yapılıyor. 70 KVA dizel jeneratör grubu mevcut. Çevre duyarlılığı da düşünülen tren setinde temiz su (550 lt) ve atık su (210 lt) tank modülü mevcut. Vakumlu tuvalet sistemlerine sahip bu konforlu araçlarda üniversal tuvalet sistemleri engelli yolcuların da kullanımlarına uygun olarak dizayn edilmiş. Ayrıca her araçta engelli yolcular için ayrılmış alanlar da bulunuyor.

Şehirlerarası sefer yapan otobüslerde yolcular için emniyet kemeri takma zorunluluğu getirildi.

Şehirlerarası otobüslerde son dönemde ölümlü kazaların artmasının ardından otobüslerde yolculuk sırasında emniyet kemeri kullanımı, yeni yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği ile zorunlu hale getirildi. Otobüslerde emniyet kemeri takmanın zorunlu hale getirildiği yönetmelikle birlikte Konya Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde de firmalar yolculara seyahate başlamadan önce emniyet kemeri takmaları konusunda uyarılarda bulunuyor. Bir otobüs firmasında görevli olan Mevlüt Ekmekçi, "Yolculara sefer başlamadan önce perondan kalkmadan anons yapıyoruz. Hem CD ile hem de hostumuzun kendisi öndeki ve en arkadaki yolculara emniyet kemerini bağlamaları konusunda anons yapıyor. Servis yapılırken de kontrol ediliyor. Yolcular anonsa uymadığında daha sonra rica ederek uyarımızı tekrarlıyoruz" dedi.

Yolcular ise uygulamadan oldukça memnun olduklarını ifade ettiler.
Yeni yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle; "Otomobillerin, arazi taşıtlarının, kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında emniyet kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur. Yalnız araç dururken kullanılan koltuklar ile ayakta da yolcu taşıyan M2 ve M3 kategorisi Sınıf A ve Sınıf 1 otobüslerde koltuklarda emniyet kemeri bulundurulması zorunlu değildir. Ayrıca yerleşim yeri içinde ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapan M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüsler (umum servis araçları hariç) ile dolmuş otomobillerindeki yolcuların da emniyet kemeri kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır" kararı alındı.

SELMAN AYAS
KONYA

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 27 Ocak 2014 tarihinde yaşanan sel sonucunda yıkılan Dolbazlar Köprüsü'nün 45 günde tamamlanacağı bildirildi.

Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından 6 firmanın katılımıyla Manavgat Kaymakamlığı makamında yapılan ihalede Dolbazlar Köprüsü inşaatı 335 bin TL'ye Tanrıkulu İnşaat'a ihale edildi.

Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, ilçeyi Dolbazlar Köyü'ne bağlayan köprünün 27 Ocak tarihinde aşırı yağış ve sel sularının getirdiği ağaçların köprünün ayaklarını tıkaması sonucunda yıkıldığını belirterek, "Manavgat Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından köprü inşaatı ihalesini gerçekleştirdik. İhaleye 6 firma katıldı. Yaklaşık maliyeti 482 Bin TL olarak belirlenen köprü ihalesinde İzmir'den katılan Tanrıkulu İnşaat en düşük teklif olan 335 Bin TL vererek ihaleyi kazandı. Firma ihale şartnamesinde belirtildiği gibi işi 45 gün içerisinde tamamlayacak. Yapılacak köprü 26 metre 40 santimetre uzunluğunda, 9 metre genişliğinde olup, kenarlarda yapılacak 50'şer santimetrelik banketin ardından araçlar için 8 metre genişliğe sahip olacaktır" dedi.

ARİF KAPLAN
ANTALYA

20 Şubat 2014 İHA WEB TV'de günün önemli gelişmelerini sizler için derledik.

İşte Taksim'deki patlama

Fatih Hilmioğlu'na tahliye

Melo bu kez Gökhan'la kapıştı

Erdoğan, Obama ile görüştü

Dikkat koridorda kurt var

Yer: Bursa, Hız: 299 kilometre

200 metrelik dev baca böyle yıkıldı

Bu görüntüler insanlığın ölmediğinin ispatı

Pussy Riot üyelerine kırbaçlı saldırı

THY uçağı büyük tehlike atlattı

''Niye kıskandın mı ?''

İhlas Armutlu Tatil ve Turizm İşletmeleri A.Ş. personeli, sertifikalarını Rektör Prof. Dr. Niyazi Eruslu'un elinden aldı.

Yalova Üniversitesi Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÜSEM) tarafından düzenlenen iletişim ve ilk yardım eğitimini başarıyla tamamlayan İhlas Armutlu Tatil ve Turizm İşletmeleri A.Ş. personeli, sertifikalarını Rektör Prof. Dr. Niyazi Eruslu'un elinden aldı.
Yalova Üniversitesi Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÜSEM) tarafından İhlas Armutlu Tatil ve Turizm İşletmeleri A.Ş. personeline verilen "motivasyon, iletişim, temel ilk yardım ve stresle başa çıkma yöntemleri" konulu eğitimlerde başarılı olanlara sertifikaları Rektör Prof. Dr. M.Niyazi Eruslu ve diğer davetliler tarafından
takdim edildi. verildi. Törene Armutlu Kaymakamı Bahadır Güneş, Armutlu Belediye Başkanı Mehmet Birkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Yıldırım, Yalova Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Recep Hayri Eren, Armutlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Derya Güroy ve İhlas Armutlu Tatil ve Turizm İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Osman Çardak katıldı.
Tören sonrası davetliler Armutlu Meslek Yüksekokulu binasını ve yapılan çalışmaları inceledi. Gıda işleme
laboratuvarları, balık üretim birimleri, sınıflar, personel birimleri, kantin, kütüphane, bina ısıtma donanımı, çevre düzenlemelerindeki son durum ve çatıda yapılan yeni çalışmalar hakkında Armutlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Derya Güroy tarafından Rektör Eruslu ve beraberindekilere bilgi verildi. Yapılan çalışmalar heyet tarafından memnuniyetle karşılandı.

SAİM ÇOTUK
YALOVA

Mardin'in Derik ilçesinde evinde çıkan yangında hayatını kaybeden 80 yaşındaki zihinsel engelli Hatip Temel, ilçe halkını üzüntüye boğdu.

Derik ilçesinin Dağ Mahallesi'nde oturan, ilçenin maskotu olan ve 15 yıl önce heykeli yapılan zihinsel engelli Hato lakaplı Hatip Temel, kardeşi Abdulvahap Temel ile yaşadığı tek katlı evde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Alevlerin kısa sürede sardığı evin kapısını kırıp yangına müdahale etmeye çalışan komşuları evde tek başına mahsur kalan Hatip Temel'in cansız ve yanmış cesedi ile karşılaştı. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın kontrol altına alındı. Hatip Temel'in hayatını kaybettiği haberini alan ilçe halkı, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları merhum Hatip Temel'in evine akın etti. Derik Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan incelemenin ardından Temel'in cesedi otopsi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Otopsinin ardından Hatip Temel Derik İlçe Mezarlığı'na defnedildi. Temel'in cenaze törenine Derik İlçe Kaymakamı Ahmet Demirci, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, sevenleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

''MEMLEKETİN BEREKETİYDİ''

Cenaze törenine katılan Tahsin Erdaş adlı vatandaş, Hatip Temel'in ölümünün bütün halkı yasa boğduğunu, tüm Derik halkını ayağa kaldırdığını söyledi. Erdaş, "Hatip memleketin bereketiydi. Çünkü bu tür insanlar öldü mü kentte kıtlık olma ihtimali tarihi rivayetlere göre yüksektir. Onu tanımayan da yok. Kendisine küfür etmediği kişi de yoktur. Buna rağmen herkes onu çok sever ve sayardı. Ne yazik ki ölümü feci bir şekilde oldu. Biz Derik halkı olarak çok üzgünüz. Böyle olmasını istemezdik ama ilahi takdir yapacak bir şey yok" dedi.

Hatip Temel'in komşusu Kutbettin Vural ise Derik için Hatip'in ölümünün büyük bir kayıp olduğunu söyledi. Abulmenap Dinler adlı vatandaş da, Hatip'in ölümünün kendilerini çok üzdüğünü belirtti. Dinler, "Hatip bizim hem canımız hem ciğerimiz, hem dostumuz hemde akrabamızdı. Herkes için olmasa da benim için çok büyük bir kayıptır. Tüm insan ve insanlığın delilere görmüş olduğu saygıyı burada bir daha yeniliyor ve tüm Deriklilerin başı sağ olsun diyorum" şeklinde konuştu.

Temel için Dağ Mahallesi'nde kurulan taziyeye Mardin Valisi Dr. Ahmet Cengiz, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Vural Erol, Emniyet Müdürü Mehmet Şahin, Derik Kaymakamı Ahmet Demirci, Derik İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Haluk Saygılı, İlçe Emniyet Müdürü İrfan Uzay ve çok sayıda kurum amiri katıldı.

Yozgat'ın Sorgun İlçe Kaymakamı Levent Kılıç yaptığı açıklamada Sorgun'da en çok Çorumlular ve Kırşehirlilerin yaşadığını söyledi.

Sorgun ilçesinin her geçen gün biraz daha büyüdüğünü, Yozgat'ın diğer ilçelerine göre fazla bir göç vermeyip aksine aldığını belirten Kaymakam Kılıç, "İlçemizde son yıllarda Çorumlu ve Kırşehirli bir çok vatandaşımız yerleşmiştir. Son yapılan istatistiklere göre, Çorum'dan 367, Kırşehir'den 313, Tokat'tan 287, Kayseri'den 240, Ankara'dan 214, Sivas'tan 210, Samsun'dan 162, Kahramanmaraş'tan 145, Kırıkkale'den 117, Nevşehir'den 108, Zonguldak'tan 107, Konya'dan 106 kişi, diğer illerden de toplam bin 540 kişi ilçemizde yaşamaktadır" dedi.
Kaymakam Kılıç, Yozgatlıların ise Türkiye genelinde 332 bin 198 kişiyle en çok Ankara'da yaşadığını, bunu 139 bin 628 kişiyle İstanbul'un takip ettiğini sözlerine ekledi.

RUKİYE YILMAZ
YOZGAT

Anayasa Mahkemesi'nce tedbiren tahliyesine karar verilen Fatih Hilmioğlu'nun kardeşi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, "Bugün tahliye olabilir, cezaevinden çıkabilir.

Anayasa Mahkemesi'nce tedbiren tahliyesine karar verilen Fatih Hilmioğlu'nun kardeşi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, "Bugün tahliye olabilir, cezaevinden çıkabilir. Çünkü prosedürü uzun sürmüyor. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığında bir işlemi var. Sonra doğrudan doğruya yazı, cezaevi müdürlüğüne gönderiliyor" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nden tahliye kararını alan Fatih Hilmioğlu'nun avukatı ve kardeşi Hilmioğlu, gazetecilere açıklamada bulundu. Tedbir kararı 6 ay süreli olduğunu belirten Hilmioğlu, "6 ay içerisinde yetkili mahkemenin dosyanın esası hakkında karar vermemesi halinde 6 ay sonunda tedbir kararı otomatikman ortadan kalkıyor. Bütün umudumuz bu 6 aylık süre içerisinde yeniden esas mahkemesinin konuyla ilgili esastan karar vermesi" dedi.

Hilmioğlu, hakimlerin görevlerini hakkıyla yapması durumunda insanların haksız yere tutuklu kalmayacağını söyleyerek, tek isteğinin hakimlerin sağlıklı, adaletli ve doğru karar vermeleri olduğunu belirtti. Kararın İstanbul'a gittiğine dikkati çeken Hilmioğlu, "Bugün tahliye olabilir, cezaevinden çıkabilir. Çünkü prosedürü uzun sürmüyor. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığında bir işlemi var. Sonra doğrudan doğruya yazı, cezaevi müdürlüğüne gönderiliyor" ifadelerini kullandı.

Hilmioğlu, Fatih Hilmioğlu'nun evinin bulunduğu Ankara'ya geleceğini ifade etti.

Anayasa Mahkemesi tarafından tahliye kararı verilen Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu, Silivri Cezaevi'nden çıktı.

Anayasa Mahkemesi tarafından tahliye kararı verilen Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu, Silivri Cezaevi'nden çıktı.

Ayrıntılar birazdan...

Ankara Emniyet Müdürlüğü, Sulh Ceza Mahkemeleri'nden alınan arama kararları tarihlerini açıkladı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, şöyle denildi:

"Değişik tarihlerde Sulh Mahkemelerinden alınan önleme arama kararları aşağıda belirtilmiş olup, önleme araması kararları Müdürlüğümüz tarafından mevzuatımıza uygun olarak yapılan rutin bir uygulamadır.

- 25 Ekim 2013 ile 8 Kasım 2013 tarihleri arasında 15 gün,

- 9 Kasım 2013 ile 23 Kasım 2013 tarihleri arasında 15 gün,

- 24 Kasım 2013 ile 9 Aralık 2013 tarihleri arasında 15 gün,

- 10 Aralık 2013 ile 23 Aralık 2013 tarihleri arasında 13 gün,

- 24 Aralık 2013 ile 6 Ocak 2014 tarihleri arasında 11 gün,

- 7 Ocak 2014 ile 11 Ocak 2014 tarihleri arasında 4 gün,

- 12 Ocak 2014 ile 14 Ocak 2014 tarihleri arasında 2 gün,

- 15 Ocak 2014 ile 29 Ocak 2014 tarihleri arasında 15 gün,

- 30 Ocak 2014 ile 13 Şubat 2014 tarihleri arasında 15 gün ."

Yozgat'ın Sorgun İlçe Kaymakamı Levent Kılıç yaptığı açıklamada Sorgun'da en çok Çorumlular ve Kırşehirlilerin yaşadığını söyledi.

Sorgun ilçesinin her geçen gün biraz daha büyüdüğünü, Yozgat'ın diğer ilçelerine göre fazla bir göç vermeyip aksine aldığını belirten Kaymakam Kılıç, "İlçemizde son yıllarda Çorumlu ve Kırşehirli bir çok vatandaşımız yerleşmiştir. Son yapılan istatistiklere göre, Çorum'dan 367, Kırşehir'den 313, Tokat'tan 287, Kayseri'den 240, Ankara'dan 214, Sivas'tan 210, Samsun'dan 162, Kahramanmaraş'tan 145, Kırıkkale'den 117, Nevşehir'den 108, Zonguldak'tan 107, Konya'dan 106 kişi, diğer illerden de toplam bin 540 kişi ilçemizde yaşamaktadır" dedi.
Kaymakam Kılıç, Yozgatlıların ise Türkiye genelinde 332 bin 198 kişiyle en çok Ankara'da yaşadığını, bunu 139 bin 628 kişiyle İstanbul'un takip ettiğini sözlerine ekledi.

RUKİYE YILMAZ
YOZGAT

Anayasa Mahkemesi'nce tedbiren tahliyesine karar verilen Fatih Hilmioğlu'nun kardeşi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, "Bugün tahliye olabilir, cezaevinden çıkabilir.

Anayasa Mahkemesi'nce tedbiren tahliyesine karar verilen Fatih Hilmioğlu'nun kardeşi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, "Bugün tahliye olabilir, cezaevinden çıkabilir. Çünkü prosedürü uzun sürmüyor. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığında bir işlemi var. Sonra doğrudan doğruya yazı, cezaevi müdürlüğüne gönderiliyor" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nden tahliye kararını alan Fatih Hilmioğlu'nun avukatı ve kardeşi Hilmioğlu, gazetecilere açıklamada bulundu. Tedbir kararı 6 ay süreli olduğunu belirten Hilmioğlu, "6 ay içerisinde yetkili mahkemenin dosyanın esası hakkında karar vermemesi halinde 6 ay sonunda tedbir kararı otomatikman ortadan kalkıyor. Bütün umudumuz bu 6 aylık süre içerisinde yeniden esas mahkemesinin konuyla ilgili esastan karar vermesi" dedi.

Hilmioğlu, hakimlerin görevlerini hakkıyla yapması durumunda insanların haksız yere tutuklu kalmayacağını söyleyerek, tek isteğinin hakimlerin sağlıklı, adaletli ve doğru karar vermeleri olduğunu belirtti. Kararın İstanbul'a gittiğine dikkati çeken Hilmioğlu, "Bugün tahliye olabilir, cezaevinden çıkabilir. Çünkü prosedürü uzun sürmüyor. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığında bir işlemi var. Sonra doğrudan doğruya yazı, cezaevi müdürlüğüne gönderiliyor" ifadelerini kullandı.

Hilmioğlu, Fatih Hilmioğlu'nun evinin bulunduğu Ankara'ya geleceğini ifade etti.

Anayasa Mahkemesi tarafından tahliye kararı verilen Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu, Silivri Cezaevi'nden çıktı.

Anayasa Mahkemesi tarafından tahliye kararı verilen Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu, Silivri Cezaevi'nden çıktı.

Ayrıntılar birazdan...

BESAŞ'ın Keles Süt ve Süt Ürünleri Tesisinde hiçbir kimyasal madde kullanmadan ürettiği gurme kaşar büyük rağbet görüyor.

Bursa'da 30 yılı aşkın süredir kaliteli, sağlıklı, hijyenik ekmek üretimi ile vatandaşların sofralarında yerini alan BESAŞ, yılların tecrübesini süt ve süt ürünlerinde de göstermeye başladı. Dağ ilçelerinde kırsal kalkınmanın önünü açmak için Keles'e kurulan ve yaklaşık 4 ay önce üretime başlayan Süt ve Süt Ürünleri Tesisinde üretilen gurme kaşar, taze kaşar, ayran, yoğurt ve kahvaltılık lor, kısa sürede tüketiciden tam not aldı. Klasik üretim yöntemlerinin modern makinelerde uygulanarak, sağlıklı ve hijyenik şartlarda üretilen süt ürünleri kentin farklı noktalarındaki 400 BESAŞ bayiinde tüketiciyle buluşuyor.

Tamamen tüketici sağlığını ön plana alarak yapılan üretim zincirinin en önemli halkalarından birini de gurme kaşar oluşturuyor. Günümüzde kontrolsüz ve merdiven altı tabir edilen üretim şekliyle üretilen ve neredeyse 2 kilo süt fiyatına satışa sunular kaşarlar halk sağlığını tehdit ederken, 1 kilogram gurme kaşar hiçbir kimyasal madde kullanılmadan 12 litre süt kullanılarak üretiliyor. Protein ve enerji deposu olan gurme kaşar, özellikle büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu okul çağı çocukları başta olmak üzere her yaş grubu için büyük önem taşıyor. Protein, karbonhidrat, yağ, kalsiyum, fosfor, potasyum, çinko ile A, B, D, E ve K vitaminlerini içeren çok zengin bir besin kaynağı olan gurme kaşar, 250 gram ve 500 gramlık paketlerle tüketiciye sunuluyor.

ORHAN BOZDEMİR
BURSA

Yüreğir Belediyesi ile Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneğinin birlikte düzenlediği 'Engelsiz Yaşam Alfabesi' projesi sürüyor.

Yüreğir Belediyesi Kültür Evleri Yavuzlar Engelli Koordinasyon Merkezinde düzenlenen seminere bu kez "Kalıtsal (Genetik) Hastalıklar" konusuyla Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Narlı konuşmacı olarak katıldı.
4 etaplık bir projenin ikincisini düzenlemekten mutlu olduklarını ifade eden Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenler, yaptığı açılış konuşmasında Engelli bireylerin önündeki engellerin kaldırılması ile oluşacak engelsiz hayatın birçok engelli insanın toplumda rahat yer bulmasına vesile olacağını söyledi.

Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği hakkında da katılımcılara bilgi veren başkan Sürenler, "Bizler Eğitimin önemine fazlaca dikkat çeken anne-babalarız. Ailesinde, anne-baba, kardeş veya çocuğunda dezavantaj veya bir engellilik durumu var ise o ailede eğitimin neden daha fazla önemli olduğunu irdeleyen bir grup gönüllüyüz. Eğitim konusunda sizlerin ihtiyaç duyduğu her konuda işin uzmanı arkadaşlarımızla birlikte destek olmaya hazırız.

Hamilelik güzel bir süreç ama sonrasında nelerle karşılaşılacak, hayatımızı kolaylaştırmamızı gerektirecek almamız gereken önlemler nelerdir? Yeni doğan çocuklarda dikkat edilmesi gereken unsurların nelerdir? Bütün bunların yanıtını konunun uzmanından öğreneceğiz. Bu vesile ile başta Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyor, Prof. Dr. Nejat Hocamıza da saygılar sunuyorum" dedi.

ÜLKEMİZDE DOĞAN BEBEKLERİN YÜZDE 10'U PROBLEMLİ
Sosyal etkinliklerin gelişmiş ülkelerde çok ileri düzeyde olduğunu hatırlatarak kendinsin de bunu çok önemsediğini belirterek konuşmasına başlayan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Narlı, "Sağlık çok önemli bir konudur. Sadece hastanelerin ve üniversitelerin konusu değil, sivil toplum kuruluşlarına da çok iş düşüyor. Bizler ve sizleri ortak payda da buluşturan Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Dernek yöneticilerini ayrıca kutluyorum. Bizler bu tarz etkinliklere her zaman destek olacağız. Çocuklar doğduğunda ilk biz görür, mevcut olan hastalıkları ilk biz fark ederiz. Ülkemizde yılda yaklaşık bir milyon üçyüzbin bebek doğuyor. Bu bebeklerin yüzde 10'u problemli doğuyor. Bu problemlerin bir kısmı erken doğum, bir kısmı kalp, böbrek gibi hastalıkla doğuyor ama bir kısmıda genetik hastalıkla doğmaktadır. Yani nesilden nesile geçen hastalıklara biz genetik hastalıklar diyoruz. Göz renginden tutun yazgı, kader kan grubu gibi her şey genlerimizde var. Down Sendromu bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Bugün için Down sendromunu iyileştirecek veya yok edecek bir tıbbi tedavi yoktur. Tek yol eğitimdir. Talasemi (Akdeniz anemisi), Fenilketonüri, Kistik fibroz, Konjenital adrenal hiperplazi, Spinal müsküler atrofi (SMA) Türkiye'de sık görülen resesif kalıtımla geçen hastalıklardır. Her canlı, genetik hastalıklar için belirli bir oranda risk taşımakla beraber, bazı özel durumlarda bu risk genel topluma göre önemli oranda artmıştır" diye konuştu.

AKRABA EVLİLİĞİ YAPMIŞ OLAN ÇİFTLERE ÖNERİLER
Akraba evliliklerinin de risk taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Nejat Narlı, "En sık görülen akraba evliliği kuzenler arası olan evliliklerdir, Birinci kuzen evlilikleri sonucu gelişen gebeliklerde yaklaşık olarak yüzde 3-5 arasında anomalili çocuk doğurma riski vardır. Ülkemizde yaklaşık olarak akraba evliliği oranı yüzde25 olarak saptanmış olup bunların büyük bölümü 1. kuzen evlilikleridir, yani teyze çocukları, amca çocukları ya da teyze-hala-dayı çocukları arasındadır. Bu evliliklerin en büyük riski anomalili çocuk doğurma olasılığıdır. Akraba evliliği sonucu ortaya çıkan kalıtsal hastalıklar genelde metabolizma hastalıklarıdır ve sayıları oldukça fazladır. Anne karnındaki fetusu bu hastalıkların tümü için incelemek bugün dünyanın hiçbir yerinde olası değildir. Ancak ailede tanısı bilinen bir kalıtsal hastalıktan söz ediliyorsa veya çiftin hasta bir çocukları var ise, anne karnındaki bebek bu hastalık açısından incelenebilir. Akraba evliliği yapmış olan çiftlere öneriler

Türkiye'de en sık gözüken hastalıklardan biri olan akdeniz anemisi için eşlerden birinde taşıyıcılık testi yapılmalıdır. Gebelik US ve üçlü test ile izlenmelidir. Yenidoğan döneminde tarama testleri yapılmalıdır, hatta Tandem MS yöntemiyle genişletilmiş metabolik tarama testi yapılarak 30'dan fazla hastalık da taranabilir. Bebek doğduktan sonra gelişimsel yönden değerlendirilmeli ve ikinci bir gebelik için en az 3-4 yıl gibi bir süre beklenmelidir" dedi.Bilgilendirmenin ardından katılımcılar merak ettikleri soruları Prof. Dr. Nejat Narlı'ya sorarak cevaplarını aldılar.

ADANA

Van'da, kiralık toprak damlı evde yaşayan ve yiyecek ekmek bulamayan Orhan ailesi, hayırseverlerden yardım bekliyor.

Eminpaşa Mahallesi'nde ikamet eden 4 çocuklu Orhan ailesi, zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Anne Amine Orhan, bel fıtığından dolayı ağır iş yapamayan ve işsiz olan eşiyle geçim sıkıntısı nedeniyle sık sık tartıştıklarını söyledi. Son tartışmadan sonra eşinin eve gelmediğini belirten Amine Orhan, devletten ve hayırseverlerden yardım beklediğini kaydetti. Birçok yere de başvurduğunu ifade eden Orhan, "Sen git, biz sana geliriz" denilerek sürekli oyalandığını dile getirdi. Orhan, "3 çocuğum öğrenci ve 7 aylık bir bebekle yıkılma tehlikesi bulunan bir evde yaşıyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan sadece kömür geldi, onun dışında giyim, yiyecek veya herhangi bir yardım gelmedi. Birçok derneğe de gittim, 'Eşin var, çalışsın' deyip gönderdiler" dedi.

En çok 6. sınıfta okuyan kızı için üzüldüğünü dile getiren anne Amine Orhan, "Okuldaki arkadaşları kızımın yoksulluğuyla dalga geçiyorlar ve psikolojisinin bozulmasından korkuyorum. Kızım geliyor evde ağlıyor. Dün akşam eve geldi, yemek yiyemedi. Saat 23.00 gibi kaldırdım, zorla bir çay içti ve yine yattı. Arkadaşları, 'Bir şeyiniz yok, siz fakirsiniz' diye dalga geçiyorlar. Yani kızım çok üzülüyor. Valiliğe de gittim, o da vakıfa gönderdi. Vakıfta, 'Biz geleceğiz' deyip bir şey vermiyorlar. Nereye gitsem, 'Eşin var, eşin çalışsın' diyorlar. Eşim iş bulamıyor. Bizim durumumuz iyi değil, kimse bize yardım etmiyor. Küçük çocuğumu kuru ekmek ve suyla doyuruyorum. Hayırseverlerden yardım bekliyoruz" diye konuştu.

NECMİ İDİZ

Antalya'da kalp hastası olan kadın ile liseden arkadaşı doktorun yolları ameliyathanede kesişti.

Antalya'da kalp hastası olan kadın ile liseden arkadaşı doktorun yolları ameliyathanede kesişti. Rahatsızlığı nedeniyle Medical Park Antalya Hastane Kompleksi'ne başvuran Selin Safinaz Özkaya, lise arkadaşı Prof. Dr. Hüseyin Okutan ve ekibinin yaptığı ameliyatla yeniden sağlığına kavuştu.

Yaklaşık iki yıldır merdiven çıkarken zorlandığını anlatan Selin Safinaz Özkaya, "Bir ay önce fenalaştım. Lise arkadaşım Prof. Dr.Hüseyin Okutan'a başvurdum. Yıllar sonra yolumuz sağlık için yeniden kesişti. Yıllarca sigara içtim. Üç damarım tıkanmış. Yapılan koroner anjiografi sonrası kalp damarlarımda ciddi derecede darlıklar olması nedeniyle bypass kararı alındı" dedi.

"ATARDAMARLARIN AÇIK KALMA SÜRESİ DAHA UZUN"
Koroner bypass ameliyatlarında göğüsten alınan atardamarların yanı sıra ön kollardan alınan atardamarların kullanıldığını söyleyen Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Hüseyin Okutan, "Atardamarların açık kalma oranları toplardamarlara göre daha fazladır. Bu nedenle hastanın yaşına ve kalp damarlarındaki darlığa bağlı olarak açık kalp ameliyatlarında atardamar kullanımını tercih ediyoruz. Hastamızın bypass ameliyatı da atardamarlar kullanılarak gerçekleştirildi. Ameliyatın ardından 6 gün sonra kendisini taburcu ettik" diye konuştu.

"İLK ALTI HAFTA ÖNEMLİ"
Koroner bypass ameliyatı geçiren hastalarına genellikle aynı önerilerde bulunduğunu ifade eden Prof.Dr. Okutan şu tavsiyelerde bulundu:
"Bu ameliyatta göğüs kafesini açtığımız için ilk altı hafta yan yatmamak, ağır kaldırmamak ve hatta araba kullanmamak gerekiyor. İlk haftalarda şiddetli bir diyet önermiyoruz ama daha sonraki süreçte hastalarımıza diyeti mutlaka tavsiye ediyoruz. Düzenli egzersiz yapılmasını ve sigara içiyorsa hastamızın sigarayı bırakmasını istiyoruz. Hastalarımız, iyileşme dönemi tamamlandıktan sonra koroner damarları koruyucu bir hayat tarzını kendilerine seçmeliler."

ANTALYA

Türk Tasavvuf Musikisinin ünlü ismi Halil Necipoğlu'nun konseri ile devam etti. Necipoğlu 'Kadim medeniyetin müstesna şehri Kayseri'de olmaktan mutluluk duyuyorum' dedi.

Türk Tasavvuf Musikisinin tanınmış isimlerinden Halil Necipoğlu Büyükşehir Belediyesi'nin kültür-sanat etkinlikleri çerçevesinde Şehir Tiyatrosu'nda bir konser verdi. Kayseri'yi "Kadim medeniyetin müstesna şehri" olarak tanımlayan Halil Necipoğlu böyle bir etkinliğe katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek tasavvuf musikisinin seçme eserlerini seslendirdi. Konserde Necipoğlu'na, Büyükşehir Belediye Konservatuarı Tasavvuf Musikisi Bölümü eşlik etti.

KONSERVATUARIN YENİ BİNASI AÇILIYOR
Öte yandan Büyükşehir Belediyesi'nin kültür sanat alanındaki yatırımları da sürüyor. Uzun yıllardır Melikgazi Belediyesi içinde hizmet veren Büyükşehir Belediye Konservatuarı artık yeni binasında hizmet verecek. Daha önce Onay Sineması olarak kullanılan ve yapılan tadilatın ardından konservatuar binasına dönüştürülen yapı, yarın (22 Şubat Cumartesi) saat 13.00'de düzenlenecek olan törenle hizmete açılacak.

ERCİYES YAZARLAR ZİRVESİ
Aynı gün ayrıca 2. Erciyes Yazarlar Zirvesi gerçekleştirilecek. Türkiye Yazarlar Birliği genel merkez yönetimi ve şube başkanlarının yanısıra Kayserili şair, yazar ve edebiyatçıların katılımıyla yapılacak olan zirvede "Anadolu'da Roman, Roman'da Anadolu" konulu panel gerçekleştirilecek.Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu'ndaki program saat 14.00'de başlayacak.

KAYSERİ

Sağlık Bakanlığı, bir gazetede yer alan haberdeki "Yasaya göre 10 haftaya kadar eş rızası aranmadan kadının kürtaj hakkı var" ifadesinin doğru olmadığını açıkladı.

Sağlık Bakanlığı'ndan, bir gazetede yayınlanan "Kürtaj olmak isteyen kadınlara hastanenin yanıtı: Senin bedenin benim kararım" başlıklı haberle ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada, "Ülkemizde kürtaj, Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin 18/12/1983 tarih ve 18255 sayılı Tüzük çerçevesinde uygulanmaktadır. Buna göre gebeliğin 10. haftası doluncaya kadar kadının sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde, kadının ve evliyse eşinin rızası ile kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca kürtaj yapılmaktadır. Yukarıda belirtilen mevzuat kapsamında yer alan hükümler çerçevesinde tüm hastanelerimizde 10 haftaya kadar olan gebeliklerde kürtaj ailenin isteği ve sağlık durumu gözetilerek yapılmaktadır" denildi.

Haberde yer alan "yasaya göre 10 haftaya kadar eş rızası aranmadan kadının kürtaj hakkı var" ifadesinin doğru olmadığı vurgulanan açıklamada, "1983 yılından beri yürürlükte olan 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanunun 6. Maddesi "Gebeliğin Sona Erdirilmesinde İzin" hususunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre kadın evli ise eşin rızası da aranmaktadır. Ayrıca Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu haberde yasal süre içinde kürtaj yapmadığı iddia edilen hastanelerle ilgili bir inceleme başlatmıştır" ifadesi kullanıldı.

İstanbul'da akşam saatlerinde etkisini arttıran sisle birlikte kent hayatı olumsuz etkilendi.

İstanbul'da deniz taşıtı seferlerinin tamamının iptal edilemesine neden olan sis nedeniyle Kadıköy başta olmak üzere bir çok ilçede görüş mesafesi düşmesi, kenti olumsuz etkiledi. TEM otoyolunun yanı sıra E-5'te de görüş mesafesinin düşmesi nedeniyle sürücüler zorluk yaşadı. Sisten en çok etkilenen Kadıköy'de vatandaşlar yolda yürürken önlerini görmekte zorlandı. Sisin etkilediği Bakırköy sahilinde ise deniz görünmez hale geldi.

TRAFİK FELÇ

Sisle birlikte trafik de durma noktasına geldi. Bir çok vatandaş trafiğin felç olmasıyla Metrobüs ile yolculuk etmeyi tercih etti. Vatandaşların akın ettiği Metrobüs duraklarında yoğunluklar yaşandığı görüldü. Deniz seferlerinin iptal olmasıyla bir çok vatandaşta Marmaray'a akın etti. İskelelerde seferlerin iptal olduğu anonsları sık sık yapılırken seferlerin iptal olduğundan habersiz iskeleye gelen vatandaşlar geri dönmek durumunda kaldı.

MARMARAY'A AKIN

Vatandaşların yoğun ilgi göstermesiyle Marmaray'da seferler arttırıldı. 10 dakikada bir yapılan seferler yoğunluk nedeni ile 7 dakikada bir yapılmaya başlandı. Marmaray sayesinde sisten etkilenmeden karşıya geçebildiklerini ifade eden vatandaşlar, yetkililere teşekkür ettiler.

ABDULLAH COŞKUN - İSMAİL COŞKUN -OĞUZCAN YAZAR - ORHAN METE -METİN BAŞAR

Milas Cumhuriyet Başsavcısı Özgür Bozkurt kan ve organ bağışı kampanyasına, tüm organlarını bağışlayarak destek oldu.

Milas Cumhuriyet Başsavcısı Özgür Bozkurt Türk Kızılay Derneği Milas Şubesi ve İlçe Sağlık Müdürlüğünün adliye binasında gerçekleştirdiği kan ve organ bağısı kampanyasına, tüm organlarını bağışlayarak destek oldu. Başsavcı Bozkurt, yaptığı açıklamada organ bağısının yaygınlaşması gerektiğine vurgu yaptı.

İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Türk Kızılay Derneği Milas Şubesi kan ve organ bağışı sağlanması adına ortaklaşa bağış kampanyası yürütüyor. İki kurumun işbirliği ile Milas Adliyesi'nde yapılan kan ve organ bağısına adliye çalışanlarından destek geldi. Milas Cumhuriyet Başsavcısı Özgür Bozkurt'ta tüm organlarını bağışlayarak kampanyaya destek oldu.

İlçe Sağlık Müdürü Doktor Duygu Sarı, Türk Kızılay Derneği Milas Şube Başkanı Mustafa Gezginci ve Marmaris Kızılay Birgül Gökmen Kan Bağış Merkezi'nde görevli Doktor Ruhi Gündüz bugün saat 10.00'da Başsavcı Bozkurt'u ziyaret etti.

ORGAN BAĞIŞINA İSLAMİ YAKLAŞIM

Ziyarette kan ve organ bağışının toplumsal ve dini boyutu üzerine konuşuldu. Başsavcı Bozkurt'a organ bağısı konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Doktor Duygu Sarı, kampanyanın başarı olabilmesi için uzun süredir çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Din görevlilerinin de organ bağışı konusunda önemli bir konumda olduğuna işaret eden Bozkurt, bağış alan personelin organ bağışının dini boyutuna hakim olması gerektiğini söyledi. Vatandaşların bu konuda tabularını yıkarak duyarlı bir davranış sergilemelerini isteyen ayrıca dinimizin insan hayatını, yardımlaşmayı değerli kılan bir din olduğunu söyleyen Bozkurt, tüm organlarını bağışlayarak kampanyaya destek oldu.

Organ bağışını yaygınlaştırmak için devlet kurumlarında bağış kampanyası düzenlediklerini dile getiren Doktor Duygu Sarı, adliyede düzenlenen kampanyaya 23 kişiden destek geldiğini söyledi. Doktor Ruhi Gündüz ise bir günde toplam 17 ünite kan bağışı alındığını söyledi.

VOLKAN YILDIZ

İstanbul'da etkisini artıran sis, hava trafiğini olumsuz yönde etkiledi. Atatürk Havalimanı'na inemeyen uçaklar başka havalimanlarına yönlendirildi.

Yoğun sis nedeni ile Atatürk Havalimanı'na inemeyen uçaklar İzmir Adnan Menderes ve Ankara Esenboğa Havalimanına yönlendirildi. İki havalimanındaki park alanlarının dolması üzerine uçaklar Dalaman, Antalya, Edremit, Yenişehir, Bodrum havalimanlarına yönlendirildi. İç ve dış hat seferlerinde ise sis nedeniyle çok sayıda sefer iptal edildi.

Sis nedeniyle Atatürk Havalimanı'na inemeyen ve hava tur atmak zorunda kalan uçakların pilotları telsizden kule ile konuşarak başka havalimanlarına inmek istediklerini belirtti.

Öte yandan Sabiha Gökçen Havalimanı'nda tüm seferlerin iptal edildiği öğrenilirken buraya gelen uçaklarında çevre illerdeki havalimanlarına yönlendirildikleri belirtildi.

Tokat'ta bir apartman dairesinin bodrumunda yaşam mücadelesi veren 59 yaşındaki Bahatttin Güler, "Soyadım Güler ama ben hiç gülemedim" diyerek gözyaşı döktü.

Semarkant Mahallesi'nde bir apartmanın bodrumunda yaklaşık 6 aydır kalan Güler, elektriği, suyu, banyosu ve sobası olmayan yerde zor günler geçirdiğini kaydetti. Hiç evlenmediğini ve yakınlarından umudunu kestiğini ifade eden Güler, günü birlik işlerde çalıştığını söyledi. Çevredeki esnaf ve vatandaşların yardımını yanı sıra Aşevi'nden yemek alarak hayatta kalmaya çalıştığını ifade eden Güler, Valilik Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan da yardım aldığını belirterek, "Soyadım Güler ama ben hiç gülemedim" dedi.

Huzurevine gitmek istemediğini ve başını sokabilecek bir ev istediğini ifade eden Güler, "Öksüz büyüdüm, sahip çıkanım yok. Hiç evlenmedim. Burada akşamları soğuk havalarda battaniyelere sarılarak kendime konuşa konuşa uyumaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.

Oxford University Press'in her yıl düzenlediği Big Read yarışmasında, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Türkiye rekorları kıran Final Okulları, başarılarına kaldığı yerden devam ediyor.

Yarışmanın ilk etabında ilkokullar kategorisinde, 4. sınıf öğrencileri Kaan Güngör, Sudenaz Kokum ve Elif Suna Gegin, öğretmenleri Tahsin Sancılı'nın, ortaokullar kategorisinde 6. Sınıf öğrencileri Didem Yıldırım ve Burçak Öztürk, öğretmenleri Eda Yaşmut'un, 7.sınıf öğrencileri Yiğit Güner ve Ecenaz Polat öğretmenleri Neslihan Duran'ın; liseler kategorisinde 9. Sınıf öğrencisi Berkay Tosun, öğretmeni Kaya Köker'in, 11.sınıf öğrencileri Deniz Sarıkaya, İlkim Sude Metin, Duygu Açan ve Şevval Acar öğretmenleri Tahsin Sancılı'nın rehberliğinde Karadeniz Bölgesi 1.leri olarak ulusal değerlendirmeye katılmaya hak kazandı.

Alınabilecek 30 bölge 1.liğinden 12'sini alan Final Okulları, 2014 yılının ilk etabındaki yarışmada yarışmaya giren tüm okullardan fazla derece alarak geçen yıl kırdığı Türkiye rekorunu da perçinledi.Final Okulları Genel Müdürü Cengiz Karaca, okulun yabancı dilde aldığı başarıların gurur verici olduğunu dile getirerek, olduğunu iki yılda iki kez gelen rekorun tesadüf olmadığını, ulusal değerlendirmede de hedeflerinin yukarıda olduğunu söyledi ve derece alan öğrencileri ve danışman öğretmenlerini tebrik etti.

Şevket Keskin, her işyeri için 600 TL olan 'Pazar Ruhsatı' uygulamasından vazgeçilmesinden dolayı esnaf camiasının memnun olduğunu bildirdi.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, her işyeri için 600 TL olan 'Pazar Ruhsatı' uygulamasından vazgeçilerek, metrekare büyüklüğünü esas alan tarifenin getirilmesinden dolayı esnaf camiasının memnun olduğunu bildirdi.

Keskin yaptığı yazılı açıklamada, "Bakanlar Kurulu'nun 2014 yılı için Pazar Ruhsatlarını 600 TL olarak uygulamaya koyması, esnaf ve sanatkar camiasını haksız bir uygulama ile karşı karşıya bırakmıştı. Cirosu milyon TL'leri bulan marketler ile günlük 10-15 TL para kazanan esnafımız aynı uygulamaya tabi tutulmuştu. Şehir merkezindeki bir büyük marketle, kenar mahallede faaliyet gösteren bir bakkal dükkanı aynı ölçüde değerlendirmeye alınmıştı. Uygulamaya en başından beri tepkimizi koymuş ve esnaf ve sanatkarlarımızdan Pazar Ruhsatlarını yatırmamaları çağrısında bulunurken, esnaf ve sanatkarımıza yönelik bu haksız uygulamanın son bulması için hükümet nezdinde girişimlerde bulunmuştuk. Esnafımızdan almış olduğumuz destek ile konuyu dosya halinde başta Bakanlarımıza, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ve değerli milletvekillerimize ileterek sorunun bir an önce çözülmesi için yaptığımız girişimler olumlu sonuçlanmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı ile Pazar Ruhsatı uygulaması yeniden değiştirilerek, esnaf ve sanatkarımızın talebi karşılanmıştır. Bakanlar Kurulu kararına göre hazırlanan yeni tarife esnafımız açısından makul ölçülere getirilmiştir. Tatil günlerinde çalışma ruhsat harcı her iş yeri için 600 TL iken, yeni uygulama iş yeri büyüklüğüne göre düzenlenerek; örneğin 25 metrekare olan bir iş yeri için ortalama 65 TL'ye indirilmiştir. Yeni tarife uygulaması esnaf ve sanatkarımızın düşük seviyede harç ödeyebileceği şekilde düzenlenmiştir" dedi.

Keskin, açıklamasında şunları belirtti: "Bu konuda başta, her zaman esnafın yanında olan Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlarımız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Salih Kapusuz, milletvekillerimize ve emeği geçen tüm siyasiler olmak üzere, TESK Genel Başkanımız Sayın Bendevi Palandöken'e teşekkürlerimi sunuyorum. Esnaf camiası büyük bir camiadır. Esnaf ve sanatkarımız her zaman birlik ve beraberlik içinde sorunlarını çözebilecek güce sahiptir."

MALATYA

Memorial Diyarbakır Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Yakut, sık kullanılan ağrı kesicilerin mide kanamasına neden olabileceğini söyledi.

Mide kanamasının, farklı nedenlerle oluştuğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Yakut, bunun hayati sağlık sorunlarına sebep olması nedeni ile mutlaka doktor kontrolünde tedavi edilmesi gerektiğini dile getirdi. Doç. Dr. Mustafa Yakut, mide kanamaları, risk faktörleri ve tedavileri hakkında bilgi verdi. Mide kanamalarının dünyada ve Türkiye'de görülme nedenlerinin farklılık gösterebileceğini belirten Yakut, dünyada mide kanamalarının en sık olarak ağrı kesicilerin kontrolsüz bir şekilde kullanımına bağlı olarak ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye'de de son dönemde yapılan araştırmalar ve günlük pratik uygulamalarda ağrı kesicilere bağlı kanamaların özellikle yaşlı popülasyonda arttığını gördüklerini söyleyen Yakut, normalde Batı ülkelerinde ve Türkiye'nin batı kesiminde daha az olan hepatit B ve karaciğer sirozuna bağlı mide kanamalarının, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sıklıkla görüldüğünü dile getirdi.

"60 YAŞ ÜZERİ KİŞİLER RİSK ALTINDA"
Ciddi mide yemek borusu kanaması olan hastalarda; aniden başlayan üşüme ve baş dönmesi, dışkının siyah, cıvık, kötü kokulu, petrol gibi olması ve kan kusma gibi önemli belirtiler görüldüğünü açıklayan Yakut, "Bu durumda hastaneye kaldırılan hastalarda; yaş, kullandığı ilaçlar ve dozları, kalp hastası ise kan sulandırıcı ilaç kullanıp kullanmadığı, kanamaya neden olabilecek bir başka hastalığının bulunup bulunmadığı göz önünde alınarak tedavi uygulanmaktadır. 60 yaş sonrası, hastalık için risk faktörü oluşturmaktadır. Karın bölgesinin üst batınında ağrı ve rahatsızlık duyulması. Midede meydana gelen hazımsızlık ve şişkinlik şikayetleri. Bulantı ve kusmayla birlikte ekşime ve yanma hissedilmesi. Midede doygunluk hissi duyulması.Kusmanın taze kırmızı renkte ya da kahverengi olması. Kahve telvesi görünümünde dışkılama. Makattan kan gelmesi ve halsizlik hissedilmesi gibi belirtilere dikkat edilmesi gerekir" diye konuştu.

"MİDE KANAMASININ İYİ BİR TEDAVİDEN SONRA TEKRARLAMA RİSKİ AZDIR"
Doç. Dr. Mustafa Yakut, mide kanamasının iyi bir tedaviden sonra tekrarlama riskinin az olduğunu söyledi. Dr. Yakut, "Mide kanamaları kontrolünde birçok yöntem kullanılmaktadır. Mide kanamalarında en güvenilir yöntemlerden biri de midedeki kanayan yeri hemoklips ile kapatmaktır. Endoskopi yöntemiyle, ameliyata gerek kalmadan kanayan yer tespit edilerek o bölge hemoklips ile kapatılmaktadır. Bu yöntem şu an dünyada en sık kullanılan ve hastaya konfor sağlayan uygulamadır. Takılan klipsler 4-5 gün sonra o bölgede oluşan yara kapandıkça düşer ve hasta dışkılama yoluyla klipsleri dışarı atar. Mide kanamasının iyi bir tedaviden sonra tekrarlama riski azdır. Ancak yaşlı ve sık ağrı kesici ve kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar dikkatli olmalıdır. Çünkü bu hasta gruplarında kanamanın tekrarlama ihtimali yüksektir" şeklinde konuştu.

ABDULKERİM KANTARCIOĞLU
DİYARBAKIR